Cenab-ı
Hak her insanı ayrı bir güzellikte yaratmıştır. Birlik mührünün açıkça okunduğu
insan simasındaki güzellik, fıtrî ve tabiî olanıdır. Bunu muhafaza etmek, sahip
olduğu özellik ve güzelliklere şükredip, Allah'ın uygun görüp ihsan ettiği
kadarına razı olmak kulluğun bir derecesi ve işaretidir.
Bunun için hayatî ve zarurî bir maslahat yoksa, vücutta bulunan mevcut
durumu değiştirmeye gitmemek lâzımdır. Çünkü böyle rast gele yapılan bir
tasarruf insanı ağır bir mes'uliyet altına sokabilir.
Bir zaruret yokken insan bedeni üzerinde yapılan değişiklikleri şiddetle
yasaklayan Peygamberimiz (a.s.m.), başına ilâve saç takana, cildine dövme yapana
ve yaptırana, güzelleştirmek maksadıyla dişini inceltip seyrekleştirene, kaş ve
kirpiklerini yolan kadınlara, Allah'ın yarattıklarını değiştirdikleri için ilahi
rahmetten uzak kalmış olacaklarını bildirmiş ve ikazda bulunmuştur.
Fıkıh alimleri bu hadisten hareket ederek yüzünde sakal ve bıyık biten
kadının onları gidermesinin caiz olacağını; ancak kaşları inceltmenin, tabi
şeklinden çıkarmanın, kirpikleri düzeltmenin veya takma kirpik kullanmanın caiz
olmadığını belirtirler. Çünkü diş, kaş ve kirpik birer aza mesabesindedir.
Aslında olmayıp sonradan biten yüzdeki kıllar ise bu sınıfa girmediğinden,
kadının bunları gidermesin de bir mahzur görülmemektedir. Aynı şekilde kadının
bacağındaki kılları gidermesinde de bir mahzur yoktur. Çünkü bu kaş gibi bir
uzuv mesabesin de değildir.
Fıkıh kitaplarına baktığımızda şu hükmü görmekteyiz:
– Kadını çirkinleştiren yüzdeki tüyler alınır. Erkeklerde görülen sakal,
bıyık gibi şeylerin kadınlarda görülmesi halinde; alınması câizdir.
“İbn-i Âbidin, sakal ve bıyığın kadında fıtrat olmadığını, bu sebeple
(eğer çıkarsa) kesilmesinin (müstehab) olacağını beyan etmiştir!
Bu kılları gidermenin en uygun yolu tıraş olmak değil, ağda, pudra veya
benzeri tıbbî şeylerle yolmaktır.” ( Kadın İlmihali, Mürşide Uysal, s. 370)
Anlaşılan odur ki, dindar hanımın kendini beyine karşı cazip duruma
getirmesi müstehabdır. Beyini yabancıların cazibesinden korumuş olma hikmeti de
vardır bunda.
Kaşların arasında ya da kaşların kenarlarında biten kıllara gelince:
“Normal kadın kaşının bir şekli (normal sayılan şekilleri) vardır.
Bunların dışına çıkan, göze sakil (çirkin) gelen, sahibini çirkin gösteren ve bu
yüzden onu rahatsız eden fazla kıllar alınabilir. Normal kaşları, modaya uyarak
inceltmek, yerlerini değiştirmek... caiz görülmemiştir.” (Prof. Dr. Hayreddin
Karaman)
Kadınların yüzlerindeki kılları yolması, kaşlarını inceltmesi,
kirpiklerini uzatması konusunun şer'i hükmü İslam alimlerini bir hayli meşgul
etmiştir. Hz. Peygamber'in (sas) bu konu ile ilgili bir hadisinde; "Allah yüz
tüylerini yolan ve yolduran kadına lanet etsin." (Buhari, 'Libas', 84; Müslim,
'Libas', 120) buyurmuş olması, bu ifadenin hangi fiilleri kapsadığı İslam
hukukçuları arasında tartışma konusu olmuştur.
Alimlerin çoğuna göre; kadının kocasına güzel gözükmek için ve onun izni
ile yüzünde, kadınlara mahsus olmayan tüylerin (sakal, bıyık tüyleri) bitmesi
halinde bunları alması, güzelleşmek için makyaj yapması, kaşlarının etrafındaki
dağınık tüyleri (iki kaş arası, etrafı) alması caiz olup, hadisteki yasak,
kadının dışarı çıkmak için, yabancılar için yüz kıllarını yolması ve kaşlarını
alması ile ilgilidir.
Malikiler ve bir grup alim ise, bunu yaratılışı değiştirme olarak
değerlendirdiğinden hiçbir şekilde caiz görmemekte veya mekruh saymaktadır.
Sonuç olarak, hadiste yasaklanan kıl koparmayı, herhangi bir hastalık veya
illet sebebiyle kadının yüzünde sonradan biten ve yüzünü çirkinleştiren yüz
kıllarını (sakal, bıyık kılları) koparma değil de, başkalarına güzel görünmek
maksadıyla kaşları inceltmek veya yukarı kaldırmak için kaş kıllarını yolmak,
almak olarak anlamak daha doğrudur.
İnsan, Allah'a inandığı, inanması ölçüsünde Rabb'inin kendisine emanet
ettiği vücudundan ötürü saygılı olması, nimetlerine şükürle karşılık vermesi
gereğindendir. Bunun için Müslüman hanımın, Allah'ın (cc) yüzüne verdiği
güzelliği bozmadan muhafaza etmesi esere olan saygısının, ruh ve gönül huzurunun
manevi ışıltısını yüzüne aksettirerek güzelliğine güzellik katabilmesi ise,
eserin sahibi Yüce Allah'a olan sevgisinin ifadesidir. (Dr. Jale Şimşek)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör