İnsanlığın İftihar Tablosu’nun (aleyhi ekmelüttehaya) Kur’an’dan bu denli uzak yaşayanlar hakkındaki şu tehditkâr beyanı ne kadar da ibretâmizdir: “Her kim Kur’an-ı Kerim’i öğrenir ama mushafı bir köşeye atar, onunla ilgilenmez ve ona bakmazsa, Kur’an Kıyamet günü o insanın yakasına yapışır ve ‘Ya Rab! Bu kulun beni terk etti; benimle amel etmedi. Aramızda hükmü Sen ver.’ der.”
Evet, Kur’an-ı Mu’cizül Beyân, insanın kalbî, ruhî ve fikrî hayatını tanzim eden; lütufla, merhametle, şefkatle, adaletle muameleyi emredip beşer ile kötülükler arasına âdetâ aşılmaz engeller koyan bir kitaptır. O, Allah’ın insanoğluna bahşettiği sıhhat ve âfiyeti, istîdât ve kabiliyeti, imkân ve kuvveti en iyi şekilde değerlendirme ve bu mevhibelerden hakkıyla istifâde etme yollarını öğreten ilâhî beyandır. Kur’an-ı Mecîd, gönül verip arkasına düşenlerin ruhlarında hürriyet düşüncesi, adalet anlayışı, kardeşlik ruhu ve başkaları için yaşama arzusu gibi ulvî hisleri tutuşturarak, etten-kemikten varlıklara melekleşme âdâbını ta’lim eden ve böylece onlara iki cihan mutluluğuna giden yolları gösteren bir ışık kaynağıdır.
mevlam razı olsun güzel kardeşim
Huzur ve gönül genişliğine ulaşmanın en güzel anahtarlarından biri Kur'an-ı Kerim'i çokca okumaktır. Çünkü Allah (c.c.) Teala kitabını “ruhlara şifa, akıllara rehber, kalplere rahme t” vasfıyla tanımlıyor. “Rahmet” sıfatıyla vasıflandırıyor.
"Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir. De ki: Ancak Allah (c.c.)'ın lûtfuf ve rahmetiyle, işte bunlarla sevinsinler. Bu onların (dünya malı olarak) topladıklarından daha hayırlıdır" (Yunus, 57, 58).
"Biz, Kur'an'dan öyle birşey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır" (Isrâ, 82).
Allah (c.c.) dostları Kur’an’a sırtını dönen kişiyi evine giren güneş ışığını perde çekerek engelleyen hasta bir kimseye benzetmiştir. Dolayısıyla Kur’an gibi bir şifa kaynağı varken başka yerlerde gönüllere şifa aramak ne büyük yanılgıdır.
Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)
Ayeti kerimeden de anlıyoruz ki güzel bir hayat için iki önemli şart var. Birincisi Allah (c.c.) Teala'ya hakkıyla iman ve salih amel. Bununla elde edeceğimiz kazanç ise; dünya ve ahirette güzel bir hayat, hepsinden önemlisi Allah (c.c.) Teala'nın rızasına ve mükafatına nail olmak var.
Dolayısıyla güzel bir hayat yaşayabilmenin en temel kuralının alemlerin Rabbine iman olduğunu bilmemiz gerekiyor. İman olmadan diğer sebeb ve imkanlara sahip olmak güzel bir hayat yaşayabilmek için asla yeterli değildir. _________________
Tarih: Çar Tem 02, 2008 10:51 pm Mesaj konusu: Re: kuranı-kerimi lütfen okuyalım!..
ve selamun aleykum,Allah kurani okumak ve anlayanlardan olmak nasip etsin,Kurani elimizin ulasabilecegi yerde bulundurmak idrak etmek ,rehberimiz olarak bvu dunyada ve obur alemde isigimzi olamya vesile kilsin,
Tarih: Çar Tem 17, 2013 9:22 am Mesaj konusu: Re: kuranı-kerimi lütfen okuyalım!..
mutii demiş ki:
ve selamun aleykum,Allah kurani okumak ve anlayanlardan olmak nasip etsin,Kurani elimizin ulasabilecegi yerde bulundurmak idrak etmek ,rehberimiz olarak bvu dunyada ve obur alemde isigimzi olamya vesile kilsin,
güzel açıklamalar,
KURAN kelimesinin anlamını bile dikkate almak,
bu sonuçlara götürmekte insanı,
ilk ayet ve ilk emir,
İKRA,
yı öğrenmekle başlamak,
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız